logo

e-ticaret paketleri

Yoksa Uzay Savaşları başladı mı?

Yoksa Uzay Savaşları başladı mı?

 Birbiri ardına düşen uydular, yetkililerden yabancı ülkeleri suçlayan beyanatlar… Uzaya taşınan işbirlikleri ve ana sorunlar. Acaba Yıldız Savaşları başladı ve sürüyor mu?

Rusya geçen Şubat’ta çok önemli bir askeri uyduyu, Ağustos ayında bir haberleşme uydusunu, geçen ay ise başka bir uyduyu teknik sorunlar nedeniyle kaybetti. Bitmedi, Rusya’nın iddialı uzay aracı Phobos-Grunt, Mars gezegine giderken, yönünü Mars’a çevirerek motorlar çalışmadığı için Dünya Yörüngesinden çıkamadı ve Pasifik’e düştü. Rus yetkilere göre başarısızlıklarda yabancçı ülkelerin parmağı var… Mars gezegenine giderken yolda kalan Rus uzay aracının parçaları Şili açıklarında Pa sifik Okyanusuna düştü. Aracın düştüğü Rus Uzay Savunma Kuvvetleri sözcüsü Albay Aleksey Zolotukhin tarafından açıklandı. Yaklaşık 2 aydır Dünya yörüngesinde dönen 13 tonluk aracın bütün parçalarının aynı yere düşüp düşmediği bilin miyor. 170 milyon dolarlık insansız araç geçen Ekim ayında uzaya fırlatılmış ancak yönünü Mars’a çevirecek motorlar çalışmadığı için Dünya yörün gesinden çıkamamıştı. Her şey yolunda gitseydi Phobos-Grunt adla araç Mars’ın uydularından Phobos’a inip hem toprak ör neği alacak hem de gezegeni görüntüleyecekti. Tüm çabalara rağmen Rus mühendisler aracın motorları nı çalıştıramayınca kaderine terk edilen Phobos- Grunt irtifa kaybetmeye başladı. Phobos-Grunt, Zenit-2 roketleriyle uzaya çıkarılmış ancak aracı Mars’a yönlendirecek motor ateş almadığı için Dünya yörüngesinde kalmıştı. Rus uzmanlar aracın bilgisayarlarını yeniden pro gramlayarak devreye girmeyen roketleri uzaktan kumandayla ateşlemeye çalıştı. Aracın pilileri üç gün içinde boşalacağı için bu işlemin o zamana kadar yapılması şarttı. Rusya’nın 15 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği gezegenler arası ilk yolculuğunun başarısızlıkla sonuçlanması Rus uzay programı için büyük bir darbe oldu. 165 milyon dolarlık Phobos- Grunt aracında, Mars’ın yörüngesine yerleştirilecek Çin’e ait Yinghuo 1 uydusu da bulunuyordu. Rus robot aracı Phobos’a 2013 yılında ulaşacak ve alaca ğı toprak örnekleri 2014’de yeryüzüne geri gelecek ti. Çin uydusu ise gezegeni izleyecekti. Phobos-Grunt’ın motorlarını devreye sokma çaba larına Amerika ve Avrupa uzay daireleri de destek sağlıyor. Rusya’nın 1998 yılında Phobos’a, 1996 yı lında ise Mars gezegenine gönderdiği araçlar hedef lerine ulaşamadı. Rusya, geçen Şubat’ta çok önemli bir askeri uyduyu, Ağustos ayında bir haberleşme uydusunu, geçen ay ise başka bir uyduyu teknik so runlar nedeniyle kaybetti. Rus uzay dairesi ROSOSMOS başkam Vladimir Popovkin bir süre önce Izvestia gazetesine verdiği demeçte başarısızlıklarda yabancı ülkelerin parmağı olduğunu ima etti. Uzay İstasyonuna Giden Yük Aracı da İnfilak Etti Geçen Ağustos ayında da, Uluslararası Uzay İstasyonu’na malzeme taşıyan insansız Rus aracı kalktıktan beş dakika sonra parçalandı. Roketle beraber Dünya yörüngesine çıkarmakta olduğu içi malzeme iolu Progress aracı da imha oldu. Rus uzay dairesi Roscosmos’a göre, Kazakistan’daki Baykonur üssünden kalkan roketin üçüncü re son kademesi uzayda infilak etti. Progress M- 12M tipi aracın parçaları Sibirya’da ıssız bir bölge ye düştü. Amerika, uzay dolmuşu programına son verdiği için şu anda Uluslararası Uzay İstasyonu’na mürettebat ve malzeme sadece Rus araçlarıyla gönderiliyor. Gerek Avrupa ve gerekse ABD, uzay çalışmalarında Rusya’ya bağımlı, astronotların gidiş ve dönüşleri Rus araçlarıyla sağlanıyor. Rusya uzayda liderliğe hazırlanıyor ama… İlk kez uzaya insan gönderen ülke olan SSCB, ABD’li astronotların aya ayak basmasıyla, yarışta ikinciliğe düşmüştü. Şimdi Rusya, zorlu yıllardan sonra insanlı uzay uçuşlarında bir numaraya yüksel meye hazırlanıyor. 38 yaşındaki kozmonot Şergey Völkov, Kazakis tan’daki Baykonur Uzay Üssü yakınlarında kendi adına diktiği bir ağacı suladıktan sonra kameralara poz veriyor. Volkov’un ağacı, Baykanur’daki Koz monotlar Bulvan’m süsleyen 100’den fazla ağaçtan biri. Bu ağaçların her biri, üsten uzaya uçan kozmonotlar tarafından dikilmiş. Geleneği başlatan ise dün yanın ilk kozmonotu Yuri Gagarin. Babası da koz monot Aleksandır Volkov olan Sergey Volkov, Gagarin’in uzaya çıkan ilk insan olmasının 50. yıldö nümünün çok özel bir gün olduğunu söylüyor. Vol kov, “Bu, ülkemizin zafer günüdür. 50 yıl önce uzaya insanlı uçuşları başlatan Sovyetler Birüği’dir.” diyen Volkov, tüm olumsuzluklara rağmen programı sürdü rebildiklerini ve ekipte genç kozmonotların olduğunu söylüyor. Volkov “Uzay yolculuğunun 50 yıl sonra da mümkün olması ve bizim hala bu alanda çalışabi liyor olmamız büyük bir başarı” şeklinde konuşuyor. 1990’lı yıllarda ağır kriz yaşandı Moskovalı uzay araştırmacısı Andrey İonin, sektörün büyük zorluklara göğüs germek zorunda kal dığı yılların da olduğunu hatırlatıyor. “1990’lı yıllar Rusya için çok zordu” diyen İonin “Sovyetler Birliği döneminde uzay yolculuğu teknolojileriyle ilgili tüm siparişler devletten geliyordu. O dönemde siparişler yüzde 95 oranında azaldı” ifadelerini kullanıyor. Soyuz kozmonot değil turist taşıdı Rusya, parasızlıktan uzay turizmciliğine başladı. 2001 yılında ilk uzay turisti olarak ABD’li milyar der Dennis Tito uzaya uçtu. Fakat Soyuz uzay kapsüllerine sadece üç kişinin sığması nedeniyle, ilerle yen yıllarda uzaya turist taşınması, kozmonotların yerde kalması anlamına geldi. Bunun hoş bir tecrü be olmadığını anlatan Sergey Volkov, “Özellikle be nimle aynı yıl eğitime başlayanlar bu uygulamadan önemli Ölçüde etkilendiler. 10 yıl eğitim gördük, sonra kapsüldeki yerimizi paralı turistlere bırakmak zorunda kaldık. Fakat o dönemde gerçekten parasız lık içinde olduğumuzu da belirtmek lazım. Bu yüzden uzay turisti Tito bir caa simidi oldu, gerçekten paramız yoktu” diyor. İki ana sorun Uzay araştırmaları hakkında Moskova’da çıkan “Nowosti kosmonawtiki” adlı derginin yayın yönetmeni İgor Marinin, günümüzde durumun daha iyi olduğunu söylüyor. Özellikle birçok ülkenin uydularını Rus roketleri ile uzaya göndermek istemesi sayesin de sektörün canlandığını belirten Marinin, uzay yol culuklarının iki ana sorunla karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. “Öncelikle bir yönetim sorunu var. Hiçbir yönetici, İnsanları heyecanlandıracak, dev he defler belirlemiyor. Mesela Mars’a uçuş böyle bir he def olabilir” diyen Marinin, ikinci sorunun ise perso nel olduğunu söylüyor: “Bu sektörün tercih edilmesi için dolgun ücret şart. Sovyetler Birliği döneminde uzaycılıkta çalışan mühendisler, diğer sektörlerdeki meslektaşlarına oranla yüzde 20 ila 30 daha fazla pa ra kazanırlardı. Ülkede yeteri kadar beyin var, ama sektör bu beyinlere cazip gelmiyor.” Ancak bu durum gelecek yıllarda değişebilir. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NA SA), uzay mekikleri eskidiği gerekçesiyle bu prog rama son verdi. Bu da Rusya için büyük bir fırsat, zira ABD’nin astronotlarım Uluslararası Uzay lstasyonu’na taşıyacak uzay gemisi bulunmuyor. NA SA artık Rusya’nın nakliyat kapasitesine bağımlı. Bu alandaki tekelinin bilincinde olan Rusya da Amerikalı astronotların taşınacağı uçuşların fiyatım ikiye katlayarak 55 milyon dolanı çıkardı. Çin ve Almanya işbirliğini uzaya taşıdı Geçtiğimiz Kasım ayında, Çin uzay aracı Şıncou-8, taşıdığı Alman yapımı düzenekle ile birlikte “Tingong 1” kapsülü ile kenetlendi. İddialı uzay progamıyla ilgi çeken Çin, 2020 yılına kadar uzay istas yonu inşa etmeyi hedefliyor. “Şıncou – 8” adı verilen uzay mekiği Çin’in kuzeybatısındaki Ciuçû- an üssünden fırlatılırken Alman bilim insanlan da orada bulunuyordu. Yabancı bilim insanları ile ça lışmak Çin’in uzay araştırmalarında aslında bir ilk. Almanya’nın Bonn kentindeki Alman Havactlık ve Uzay Merkezi’nde “Şıncou – 8” için, yeryüzünün etrafında 17 gün boyunca dönecek olan bir dene me düzeneği, daha doğrusu bir tür uzay laboratuvarı geliştirildi. “Simbox” adı verilen düzenekte 40 adet sigara kutusu büyüklüğünde bölümler bu lunuyor. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden (DLR) Peter Preu, bu düzenekte yer çekiminin ol madığı ortamda 17 biyolojik ve tıbbi deney gerçekleşeceğini söyledi: “Aralarında bağışıklık sistemi ile ilgili deneyler bulunuyor. Ayrıca kanser hücreleri konusunda araştırmalar yapılacak. Ayrıca oraya götürülen salyangoz ve yosunlarla küçük bir ekolojik sistem deneyi de gerçekleştirilecek. Protein kristalizasyomı işlemi de yapılabiliyor.” Çin’in ilk adımları “Şıncou – 8”, Eylül ayı sonunda yörüngesine yer leşen “Tiangong 1” kapsülü ile kenetlendi. Bu tür uzay araçlarının birbiri ile kenetlenmesi ABD ile Rusya için artık rutin haline geldi. Çinli uzay bilim leri uzmanı Ki Faren, Çin’in yeni bir dünyaya adım attığını söylüyor: “Bu kenetlenme teknolojisi mev cut teknolojiler içinde en karmaşık olanı ve riskleri çok. İki uzay mekiğinin aynı yörüngede yer almala rım ve sonra da ayrılmalarını sağlamak gerekiyor.” Çin uzay istasyonu kuracak Kenetlenmenin başarıyla gerçekleşmiş olması Çin’in uzay programı açısından büyük önem taşıyor. Çin, 2020 yılına kadar uzay istasyonunu tamamla mak istiyor. Çin, ilk uzay istasyonunun yapımında Almanya ile işbirliğini artırmayı da hedefliyor. Bahardan bu yana yeni ortak projeler için görüşmelere başlandı. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden Peter Preu, Şıncou 8’de yer alan “Simbox” adlı düze neğin geliştirilmesinin iyi bir başlangıç olduğu görüşünde: “İnsanlı uzay yolculuktan alanında iki taraf için de yepyeni bir ortaklık doğuyor. Bu ortaklık Al man araştırmaları ve Alman bilim insanlarına yeni uzay yolculuğu olanaktan sunuyor. Diğer yandan da Almanya’nın bilimin bu alanında öncü olduğunu bir kez daha vurguluyor.” Almanya, ABD ve Rusya ile de Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) işbirliği yapıyor. Peter Preu, Almanya’nın Çin ile çalışmalarının rekabet olarak algılanmaması gerektiğini belirtiyor. Preu, planlandığı gibi Uluslararası Uzay İstasyonu’nun görevine ileride son verilmesi halinde Çin uzayda çalışmaları olan tek ülke konumunda olacak. ABD ile Çin’in ‘Yıldız savaşları’ İki ülke arasındaki gerginlik Ocak 2007’de başla dı. Çin bu tarihte, 850 kilometre yükseklikteki bir meteoroloji uydusunu vurarak Beyaz Saray’ı şoka uğrattı. Bu deneme, Çin’in Amerika’nın askeri ve si vil uydularını vurarak kaos yaratabileceği endişele rine neden oldu. ABD, Şubat 2008’de Çin’in bu denemesine “sorunlu” bir uyduyu vurarak yanıt verdi ve Pekin’e aynı şeyi yapabileceğim gösterdi. Günümüz savaşlarının giderek daha çok uydu temelli yüksek teknolojik iletişimle yönetilmesinden ötürü, uydu vurma en önemli askeri beceri haline geliyor

2975 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ